Pasif Agresif Kişilik
Bu yazımızda pasif agresif kişilik sahip bireylerin yaygın özelliklerinden bahsettik. Bu özelliklerin bazılarının kendinizde veya çevrenizdeki insanlarda bulunduğunu keşfedebilirsiniz.
Fark ettiğiniz özelliklerin, kesinlikle bir kişilik bozukluğunun habercisi olduğuna dair endişeleriniz olabilir. Psikolojik yönden bir bozukluktan söz edilmesi için; inanç ve davranışta ısrar, esneklikten yoksunluk ve tekrarlılığın arandığını anımsamanızı öneririz.
Pasif agresif kişilikteki bireyler –diğer kişilik bozukluklarında da olduğu gibi- farklı olaylara aynı durumlarmış gibi yaklaşırlar. Örneğin; çocukluklarında ebeveynleri tarafından ihmal edilmişlerse, hayatları boyunca değersiz olacaklarını, diğeri insanlar tarafından onaylanmayacaklarını ve göz ardı edileceklerini düşünürler.
Yaşamın erken dönemlerinde edindikleri bu temel inançlarıyla baş etmek ve kendi benliklerini koruyabilmek için, yine çocukluklarında kullandıkları stratejileri sürdürürler.
Baş etme stratejisi olarak adlandırabileceğimiz bu tutumun, kendilerini koruduğunu düşündüklerinde yaşamları boyunca, istisnasız her alanda, bu tutuma kutsal bir kılavuzmuş gibi sarılır ve onu korurlar.

Pasif Agresif Davranış Nedir?
Kişilerin; yaşadıkları içsel deneyimleri uygun yollarla dışa vurmadıkları, yıkıcı ve dolaylı yolları tercih ettikleri, ilişkilerinde kaçıngan yaklaşım sergiledikleri davranışları pasif agresif davranışlar olarak tanımlayabiliriz.
Pasif agresif davranışlar bilinçli olarak sergilenmiyor olabilir. Bireyler yaşadıkları olumsuz deneyimlerle baş etmek ve benliklerini koruyabilmek için, pasif agresif davranışlara başvuruyor olabilirler. Farkındalık kazanmak ve bireysel yaşantıda, sosyal ilişkilerde, iş veya eğitim hayatında iyileşme sağlamak adına profesyonel destek oldukça önem taşımaktadır.
Pasif Agresif Kişilik Nasıl Oluşur?
- Özellikle bakım verenlerden en az biri, pasif agresif davranışlara sıkça başvurmuş ise öğrenilmiş bir tutum olabilir.
- Küçük yaşlarda otorite ile sorunlar yaşanmış olabilir. Bakım veren tarafından ihmal edilmiş olma olasılıkları yüksektir.
- Çocukluklarında, özellikle öfke duygularını ifade etmelerine izin verilmemiş, duyguları reddedilmiş olabilir.
- Bu kişiler, çocukluklarında tutarlı bir dış çevreden ve dış denetimden yoksun kalmış olabilirler. Bu durum, çocuğun iç denetimini ve duygu düzenlemesini sağlamakta zorluk yaşamasına sebep olabilir.

Pasif Agresif Kişileri Nasıl Tanırız?
- Somurtkanlık eğilimleri oldukça yüksektir. Kolayca alınır, incinir ve öfkelenebilirler.
- Öfkelerini ifade etmek için dolaylı yöntemleri tercih ederler. Örneğin; surat asabilirler, başka bir konuda aşırı tepki gösterebilirler, trip atabilirler, sessizlikle cezalandırabilirler, sorumluluklarını erteleyebilirler veya bilerek yanlış yapabilirler…
- Yakın ilişkilerinde sık sık akıllarının okunmasını beklerler. İsteklerini açıkça ifade etmeden ihtiyaçlarının giderilmesini isterler.
- Yakın ilişkilerinde karşı tarafı çileden çıkartacak kadar negatif, küstah ve test edici yaklaşımlarda bulunurlar. Ardından gelen negatif tepkilere “biraz daha sakin olmalısın, öfkeni kontrol etmelisin” minvalinde yaklaşırlar. Öte yandan kendi davranışları, sürekli suçluluk duymalarına sebep olur.
- Otoriteyle problemleri vardır. Bir otoritenin denetimi altında olmayı reddetmelerine rağmen, aynı otorite tarafından kabul görmeyi çok isterler.
- İnsanları fazla buyurgan (beklenti içinde) bulurlar ve bu nedenle onlara kulak asmalarının çok da gerekmediğini düşünürler.
- Engellenme eşikleri genelde düşüktür. Kolay vazgeçebilir ve bunalabilirler.
- Dürtüsel davranabilirler ve duygularını kolaylıkla belli ederler.
- Kolay incinen yapıları ve dürtüsel davranışları, yakın ilişki içinde bulunduğu insanların zorlanmalarına sebep olabilir ve bu nedenle ilişkileri kolayca yıpranabilir.
- Sıkıntılarından kurtulma isteklerini dile getirirler ancak çözüm için yeterli çabayı göstermezler. Sorunlarının kaynağının dışarıda olduğuna inanırlar.
- Onlar sanki bir kurbandır. Yaşamın kendilerine hep zalim davrandığını ileri sürerler.
- Aldatılmış, değer verilmemiş, yanlış anlaşılmış, onaylanmamış ve şanssız olduklarını düşünürler.
- Sözleri ve davranışları arasında sık sık çelişkilere yer verirler. Duygusal ve davranışsal tutarlılığı yakalamakta zorlanırlar.
- İlgi ve onay görmedikleri her an haksızlığa uğramış hissederler. Hayatları, başkalarının iki dudağı arasından çıkana bağlıymış gibi düşünerek hüsrana kapılırlar.
Yazar: Zeynep UYUMAZER
İnstagram: @niktaljipsikoloji
Sonraki yazımızı inceleyin Cinsel Sağlık Eğitimi