Aile İçi İletişimin Önemi

Aile içi iletişim. Her birey bir ailenin içine doğar. Dünyaya geldiğinde ailesinin inançları, tutum ve davranışları, kişilik özellikleri ve en önemlisi ona karşı davranış şekilleri doğrultusunda kişiliği, bakış açısı, davranışları şekillenir. Erken çocukluk dönemi 0-6 yaş (0-72 ay) döneminde gelişim çok hızlıdır ve çocuk birçok şeyi öğrenmeye açıktır. Kişiliğin büyük bir bölümü 5-6 yaşına kadar oluşmaktadır. Aile içi iletişim bu açıdan bakacak olursak bireyin erken çocukluk döneminde yaşadıklarının, öğrendiklerin yaşamının ilerleyen aşamalarında etkisini sık sık göstereceğinden emin olabiliriz.

Yapılan araştırmalar da bireyin kişilik yapısı, özellikleri, alışkanlıklarının çocukluk yıllarında kazanılan davranışlarla, yaşantılarla şekillendiğini doğrulamaktadır.

Freud’un Psikoseksüel Gelişim Kuramı’na göre Oral Dönem (12-18 ay), Anal Dönem (1.5-3 yaş), Fallik Dönem (3-6 yaş) kritik dönemlerdir. Bu dönemlerde meydana gelen aksaklıklar:

Kıskançlık (oral dönem bozukluğu); inatçılık, karşıt gelme, sabit fikirlilik, düzensizlik, (anal dönem bozuklukları) gibi davranışları meydana getirir.

Erken çocukluk döneminde çocuk, günlerinin büyük bir bölümünü ailesiyle özellikle anne ve babasıyla geçirmektedir. Dolayısıyla aile ile iletişim çocuğun gelişimindeki önemi yok sayılamaz.

Erken Çocukluk Döneminde Çocuğun Aile İle İletişimi Nasıl Olmalıdır?

Çocuk ve aile iletişimi öncelikli olarak ilgi ve bağlılık üzerine kurulur. Çocuk belli bir döneme kadar konuşamadığı halde bu süre zarfında ona bakım veren kişiyle iletişim halindedir. Bu iletişimden yola çıkarak dünyayı tanımaya başlar. Bebeklerin anne karnındayken bile dış dünyadaki sesleri algılayabildiklerine dair önemli bulgular vardır. Buradan hareketle bebeklere henüz doğmadan bile şefkatli konuşmalar yapmak, paylaşmak oldukça değerlidir. Bağlanma anne ile başlar. Bebekliğin ilk yıllarında ebeveynler çocuğu yalnız bırakmamaya, vakitlerinin neredeyse hepsini çocukla geçirmeye dikkat etmelidir.

Çocuk ile iletişim ilerleyen dönemlerde, 6-24 aylık dönemde, değişiklik göstermelidir. Bu dönemlerde çocuğu biraz yalnız bırakmak gerekebilir fakat bunu yaparken çocuğa nereye gidildiğini ve ne zaman dönüleceğini söylemek çocuk ile ebeveyn arasında güvenli bağlanma oluşturmak açısından faydalı olacaktır. Örneğin: “Ben şimdi yan odaya gidiyorum 5 dakika içerisinde gelmiş olurum.” gibi cümleler söylendiği gibi gerçekleştiğinde çocuk güven duygusunu pekiştirmiş olur.

Çocuk ile iletişim ilerleyen yaşlarda karşılıklı bir sözel ilişki içerisinde devam eder. Çocuğun ilk kez sözel olarak kendini ifade ettiği yaşlarda kurulan karşılıklı iletişim önemini yitirmeden devam eder. Aile içi iletişim bu yaşlarda ebeveynlerin sadece çocukla kurdukları iletişim değil kendi aralarında ya da yabancılarla kurmuş oldukları diyaloglar, davranışlar da çocuğun gelişime etki eder.

Oyun yaşına gelmiş çocuklara karşı anlayış ve sabır ebeveynlerin zorlandıkları bir noktadır. Çocuğun ısrarları, ağlayışları bazen ebeveynleri bunaltma aşamasına gelebilir. Böyle zamanlarda çocukla olan iletişimi kontrol etmek ebeveynlerin sorumluluğundadır. Çocuğun isteklerine karşı anlayışlı bir biçimde yaklaşmak, ebeveynin ona duygu ve düşüncelerini anlayabileceği şekilde anlatması hem çocuk hem de ebeveyn açısından sağlıklı bir iletişim kurma anlamında oldukça önemli bir yere sahiptir.

Aile içi iletişim

Sağlıklı Bir Ebeveyn – Çocuk İlişkisine Yönelik Püf Noktaları

  • İyi bir dinleyici olmak, çocuğun fikirlerine önem verildiğini hissettirmek, tüm odağın o an çocukta olması.
  • Empati kurmak, çocuğun yaşını göz önüne alarak hissettiklerini anlamaya çalışmak.
  • Yargılayıcı olmak yerine anlamaya çalışmak.
  • Doğruyu ve yanlışı korkutarak, cezalar vererek değil yanlışın neden yanlış, doğrununsa neden doğru olduğunu anlatmak.
  • Asla ama asla şiddete başvurmamak, şiddeti savunmamak, şiddete yönelik içeriklere maruz bırakmamak.
  • İlgiden, sevgiden mahrum bırakmamak. Şımarır düşüncesiyle ilgisiz davranmamak.
  • Kurulan planlarda çocuğu yok saymamak, onu da dahil etmek.
  • Çocuğun her şeyden önce bir birey olduğunu unutmamak, onun duygu ve düşüncelerine, isteklerine saygılı olmak.

Çocuk sahibi olmak beraberinde birçok sorumluluğu getirir. Ona iyi bir bakım vermek, iyi bir ortamda sevgiyle büyütmek her ebeveynin isteğidir. Aile içi iletişim ebeveynlerin çocuğun geleceğine, karakterine dair kaygıları, hayatlarında yaşadıkları stres, zorlu dönemler zaman zaman bazı hatalar yapılmasına sebep olabilir. Hayat inişli ve çıkışlı ilerler. Elbette ebeveynler zorlu zamanlar geçirmek zorunda kalabilir. Ailenin, aile içi iletişimin, anne ve babanın birbirleriyle iletişiminin, çocukla ebeveynleri arasındaki ilişkinin çocuğun gelişimini ve yaşamını büyük bir ölçüde etkilediğinin farkında olmak fayda sağlar. Aile içi iletişimde yaşanılan sorunlarla başa çıkılamadığı zamanlarda hem çocuğun hem ebeveynlerin hayatlarına daha rahat bir şekilde devam edebilmeleri için alanında uzman aile danışmanlarından, psikologlardan destek almaları oldukça önemli ve gereklidir.

YAZAR: HATİCENUR COŞKUN

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR Maladaptive Daydreaming Nedir ve Kimlerde görülür?

-ANKARA PSİKOLOG- -MOXO DİKKAT TESTİ- -ANKARA PSİKOLOG- -İLETİŞİM- -BDT EĞİTİMİ-