ankara çocuk psikoloğu

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk çağında başlayan ve dikkat, odaklanma ve dürtü kontrolüyle ilgili sorunlara yol açan bir nörogelişimsel bozukluktur. Bu bozukluk, kişinin günlük işlevselliğini etkileyebilir ve eğitim, iş ve sosyal ilişkilerinde zorluklara neden olabilir. DEHB, doğru tanı ve tedavi ile yönetilebilir bir durumdur.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Nedir?

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), bireylerde dikkat süresinin kısalığı, aşırı hareketlilik (hiperaktivite) ve dürtüsellik gibi belirtilerle kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur. Çocukluk döneminde ortaya çıkar ve genellikle yetişkinlikte de devam edebilir. Bu durum, bireyin akademik başarıdan sosyal ilişkilere kadar birçok alanda günlük yaşam işlevselliğini etkileyebilir. DEHB tanısı almış bireyler, dikkatlerini uzun süre bir konuya odaklamakta zorlanır, kolayca dikkatleri dağılır ve dürtüsel hareketlerde bulunabilir.

DEHB, farklı türlere ayrılır ve her bireydeki belirtiler birbirinden farklı olabilir. DSM-5 (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) tarafından sınıflandırılan üç ana alt türü vardır:

  • Dikkat Eksikliği Baskın Tip (DE): Bu türde bireyler daha çok dikkatle ilgili sorunlar yaşarlar. Genellikle dalgınlık, organize olamama, kolayca dikkatin dağılması gibi belirtiler ön plandadır. Dikkat Eksikliği Baskın Tip DEHB olan kişiler, görevlerini unutur, detaylara dikkat etmekte zorlanır ve işlerini tamamlarken zorlanır. Bu tür daha çok kız çocuklarında görülür.
  • Hiperaktivite-Dürtüsellik Baskın Tip (HD): Bu alt türde ise aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ön plandadır. Bu tür DEHB olan bireyler, yerinde duramama, sürekli hareket etme ihtiyacı duyma, sabırsızlık ve ani kararlar alma gibi belirtiler gösterirler. Bu tür daha çok erkek çocuklarında gözlemlenir.
  • Kombine Tip (DEHB): Bu türde dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri birlikte görülür. Kombine tip, en yaygın türüdür ve çocukların günlük yaşamında en belirgin etkileri yaratan türdür. Kombine tip DEHB olan bireyler, hem dikkat eksikliği hem de hiperaktivite-dürtüsellik belirtilerini bir arada yaşarlar.

DEHB, yalnızca çocukluk döneminde görülen bir bozukluk olarak algılansa da, tedavi edilmediği takdirde yetişkinlikte de devam edebilir. Çocuklarda ve yetişkinlerde farklı belirtilerle kendini gösterebileceği için, DEHB’nin tanınması ve doğru bir tedavi planı oluşturulması önemlidir. Çocukluk döneminde erken tanı konması, çocukların gelişimini desteklemek ve getirdiği zorluklarla baş etmelerine yardımcı olmak için önemli bir avantaj sağlar.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu

DEHB Belirtileri Nelerdir?

DEHB belirtileri, bireyin yaşına ve DEHB alt türüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genel olarak DEHB belirtileri üç ana kategoriye ayrılır: dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik. Her birey bu belirtilerin tümünü veya bir kısmını farklı yoğunluklarda yaşayabilir.

  • Dikkat Eksikliği Belirtileri: Bu belirtiler, bireyin uzun süre dikkatini sürdürememesi, ayrıntılara dikkat etmekte zorlanması ve görevlerini unutması gibi özelliklerle kendini gösterir. Dikkat eksikliği baskın tip DEHB olan bireylerde bu belirtiler ön plandadır.
    • Görevleri veya aktiviteleri tamamlamakta güçlük çekme.
    • Detayları gözden kaçırma ve hatalar yapma.
    • Uzun süre dikkat gerektiren işlerde odaklanamama.
    • Günlük aktiviteleri unutmaları (örneğin, randevular veya önemli eşyaları kaybetme).
    • Bir görevi sürdürmek yerine başka bir göreve geçme eğilimi gösterme.
    • Sözlü veya yazılı yönergeleri izlemekte zorlanma.
    • Organize olamama ve işlerini planlamada güçlük yaşama.
    • Basit görevlerde bile sık sık hata yapma veya detayları gözden kaçırma.
  • Hiperaktivite Belirtileri: Hiperaktivite, bireyin sürekli hareket etme ihtiyacı duyması, yerinde duramaması ve enerjisini kontrol edememesi durumunu ifade eder. Hiperaktivite baskın tip DEHB olan bireylerde bu belirtiler daha belirgindir.
    • Sınıfta veya sosyal ortamlarda yerinde duramama, sürekli kıpırdanma.
    • Oturduğu yerde ayağa kalkma ihtiyacı hissetme veya sınıfta hareket etme isteği.
    • Uygunsuz ortamlarda sürekli hareket etme isteği (örneğin, iş yerinde veya okulda).
    • Aşırı konuşma, kelimeleri hızlı ve kontrolsüz bir şekilde ifade etme.
    • Sessiz oyun veya aktivitelerde zorlanma.
    • Sürekli olarak enerji dolu olma ve “motor gibi hareket etme” olarak tanımlanabilecek davranışlar.
    • Bireyin sürekli bir şeyler yapmak istemesi ve dinlenememesi.
  • Dürtüsellik Belirtileri: Dürtüsellik, bireyin düşünmeden anında hareket etmesi, sabırsızlık ve ani kararlar alma eğilimi olarak tanımlanır. Bu belirtiler DEHB’nin her iki türünde de gözlemlenebilir.
    • Sıra beklemekte veya bir durumun sonucunu beklemekte zorlanma.
    • Başkalarının sözünü kesme veya araya girme.
    • Düşünmeden kararlar alma ve bu kararların sonuçlarını düşünememe.
    • Diğer insanlarla olan iletişimde sabırsız davranma ve diğer kişilerin konuşmasını kesme.
    • Ani tepkiler verme ve bu durumun sonucunu düşünmeden hareket etme.
    • “Hayır” demekte zorlanma veya bir isteği hemen yerine getirme ihtiyacı duyma.
  • Çocuklarda ve Yetişkinlerde Farklı Belirtiler: DEHB belirtileri çocuklarda ve yetişkinlerde farklı şekillerde gözlemlenebilir. Çocuklarda yerinde duramama, aşırı hareketlilik ve dikkatsizlik gibi belirtiler daha yaygınken, yetişkinlerde dikkat dağınıklığı, organize olamama ve iş sorumluluklarını yerine getirememe gibi belirtiler öne çıkar. Örneğin, bir çocuk sınıfta sessiz kalmakta zorlanabilirken, bir yetişkin iş yerinde görevlerini tamamlayamama, unutmaları ve organizasyon zorlukları yaşayabilir.

DEHB belirtileri, bireyin yaşamını ve çevresiyle olan ilişkilerini etkileyebilir. Bu belirtiler doğru şekilde yönetilmediğinde çocuklukta akademik başarıda, sosyal ilişkilerde ve aile yaşamında güçlükler yaratabilirken, yetişkinlikte iş hayatında ve sosyal ilişkilerde benzer zorluklara yol açabilir. Bu nedenle, belirtilerini tanımak ve uygun tedavi yöntemleriyle destek sağlamak, bireyin yaşam kalitesini artırmak için büyük önem taşır.

DEHB’nin Nedenleri

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), karmaşık ve çoklu nedenlerden kaynaklanan bir nörogelişimsel bozukluktur. Nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte, genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin birleşimi bu bozukluğun gelişiminde rol oynayabilir. Nedenlerini anlamak, tanı ve tedavi sürecinde önemli bir yere sahiptir. İşte DEHB’nin yaygın nedenleri:

  • Genetik Faktörler ve Aile Öyküsü: Araştırmalar, DEHB’nin genetik bir temele sahip olduğunu ve ailesinde DEHB tanısı bulunan bireylerde bu bozukluğun daha sık görüldüğünü göstermektedir. Özellikle ebeveynlerden birinde veya kardeşlerde varsa, çocukta bu bozukluğun görülme olasılığı artar. Genetik yatkınlık, beyindeki nörokimyasal dengenin DEHB’ye yatkın hale gelmesinde rol oynar. Bu, ailelerde nesilden nesile aktarılabileceğini gösterir.
  • Beyin Yapısı ve Nörotransmitterler: DEHB olan bireylerde beyin yapısı ve işleyişinde bazı farklılıklar gözlemlenmiştir. Beyindeki dikkat, dürtü kontrolü ve davranışsal yönetimden sorumlu olan bölgeler, DEHB tanısı konan bireylerde farklı çalışabilir. Özellikle dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin düzeyleri ve aktiviteleri etkilidir. Dopaminin beynin ödül mekanizmasında ve dikkat yönetiminde önemli bir rolü vardır. DEHB olan bireylerde dopamin düzeylerinde yetersizlik olması, dikkat eksikliği ve dürtüsellik belirtilerine yol açabilir.
  • Çevresel Faktörler ve Erken Dönem Yaşantılar: Çevresel faktörler, gelişiminde etkili olabilir. Örneğin, hamilelik sırasında sigara, alkol veya uyuşturucu madde kullanımı, düşük doğum ağırlığı ve erken doğum gibi faktörler DEHB riskini artırabilir. Aynı şekilde, doğum sırasında yaşanan komplikasyonlar, beyin hasarları veya enfeksiyonlar gelişimine katkıda bulunabilir. Çocukluk döneminde stresli yaşam koşulları, olumsuz ebeveyn tutumları veya duygusal olarak sağlıksız bir aile ortamı gibi faktörler de DEHB semptomlarının ortaya çıkmasına ve şiddetinin artmasına neden olabilir. Ancak, çevresel faktörlerin tek başına neden olmadığı ve genetik yatkınlıkla birleştiğinde etkili olduğu düşünülmektedir.
  • Biyokimyasal ve Nörogelişimsel Faktörler: DEHB’nin biyokimyasal temelleri üzerinde yapılan araştırmalar, bozukluğun beyindeki belirli bölgelerin gelişim sürecindeki farklılıklarla ilişkili olabileceğini öne sürmektedir. Beynin frontal lobu olarak bilinen bölge, dikkat ve dürtü kontrolünde büyük bir rol oynar ve DEHB’li bireylerde bu bölgenin gelişiminde bazı gecikmeler olabilir. Ayrıca DEHB olan bireylerde, beynin sağ ve sol yarım küreleri arasındaki etkileşim ve iletişimin de farklı olduğu gözlenmiştir. Bu durum, yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda nörobiyolojik bir temele de sahip olduğunu desteklemektedir.

DEHB’nin nedenleri karmaşık ve çoklu etkenlere dayanır; bu yüzden tek bir nedene indirgenemez. Genetik yatkınlık ve biyolojik faktörler büyük rol oynarken, çevresel faktörler bozukluğun ortaya çıkışını ve şiddetini etkileyebilir. DEHB’nin nedenlerini anlamak, tedavi sürecinde bireyin ihtiyaçlarına daha uygun müdahaleler yapılmasına olanak sağlar. Kesin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, çevresel ve nörolojik faktörlerin bir kombinasyonunun rol oynadığı düşünülmektedir. Ayrıca, hamilelik sırasında alkol veya sigara kullanımı, düşük doğum ağırlığı, erken doğum ve beyin hasarı gibi risk faktörleri de DEHB’nin gelişimini etkileyebilir.

DEHB Tanısı Nasıl Konulur?

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tanısı, çocuğun veya yetişkinin davranışlarının dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik belirtilerini göstermesi durumunda konulabilir. DEHB tanısı koymak, karmaşık ve çok boyutlu bir süreçtir; çünkü belirtiler başka bozukluklarla benzerlik gösterebilir ve her bireyde farklı şiddette ortaya çıkabilir. Bu nedenle, DEHB tanısı koyma süreci, dikkatli bir değerlendirme ve uzman iş birliğini gerektirir.

  • Tanı Sürecinde Kullanılan Yöntemler ve Değerlendirmeler: DEHB tanısında ilk adım, çocuğun veya yetişkinin davranışlarının ayrıntılı bir şekilde gözlemlenmesidir. Uzmanlar, belirtilerini değerlendirmek için gözlem, klinik görüşme ve çeşitli değerlendirme ölçeklerini kullanırlar. DEHB değerlendirmesi sırasında aileden ve öğretmenlerden de bilgi alınır, çünkü çocuğun okul ve ev ortamındaki davranışları farklılık gösterebilir. DEHB tanısında yaygın olarak kullanılan araçlar arasında DSM-5 kriterleri ve DEHB tanı ölçekleri yer alır. DSM-5’e göre, DEHB tanısı konulabilmesi için belirtilerin en az 6 aydır devam etmesi, 12 yaşından önce başlaması ve çocuğun veya yetişkinin günlük yaşamını olumsuz etkilemesi gerekmektedir.
  • Çocuklarda ve Yetişkinlerde DEHB Tanısı: DEHB genellikle çocukluk döneminde ortaya çıksa da, bazı bireylerde belirtiler yetişkinlikte de devam edebilir. Çocuklarda DEHB tanısı konulurken ebeveynler ve öğretmenlerden alınan bilgiler oldukça önemlidir, çünkü çocukların dikkat sorunları ve hiperaktif davranışları okul ortamında daha belirgin hale gelebilir. Çocukların sosyal ilişkilerde, akademik başarıda veya aile yaşamında yaşadıkları zorluklar, DEHB tanısının bir göstergesi olabilir. Yetişkinlerde ise DEHB tanısı konulması daha zor olabilir, çünkü belirtiler farklı şekillerde kendini gösterebilir. Yetişkin DEHB tanısında, kişinin çocukluk dönemine dair gözlemler, aile geçmişi ve kişinin yaşamında karşılaştığı zorluklar değerlendirilir. İş hayatında, ilişkilerde ve günlük sorumluluklarda yaşanan aksaklıklar yetişkin DEHB’sinin işaretleri olabilir.
  • Diğer Bozukluklarla Birlikte Görülme Durumu (Eş Tanı): Diğer bazı ruhsal bozukluklarla birlikte görülebilir. Bu duruma eş tanı denir. Özellikle anksiyete bozukluğu, depresyon, öğrenme güçlükleri ve davranış bozuklukları DEHB ile birlikte sıkça rastlanan eş tanılar arasında yer alır. Eş tanı durumu, tanısını daha karmaşık hale getirebilir ve tedavi sürecini etkileyebilir. Bu yüzden, tanı koyarken diğer ruhsal bozuklukların varlığı da değerlendirilir. Eş tanı durumunda, hem DEHB hem de diğer bozuklukların semptomlarını yönetmek için özel tedavi planları uygulanır.

Tanı koyma süreci, dikkatli bir değerlendirme ve multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. DEHB belirtilerinin çocuklukta mı, yoksa yetişkinlikte mi ortaya çıktığını belirlemek, tanının doğruluğu açısından önemlidir. Tanı sürecinde çocuk ve yetişkinlerin günlük yaşamda yaşadıkları zorlukların gözlemlenmesi, öğretmen ve aile gibi çevresel faktörlerden alınan bilgiler ve değerlendirme testleri önemli rol oynar. Bu ayrıntılı tanı süreci, doğru şekilde tespit edilmesine ve uygun tedavi planının oluşturulmasına olanak tanır

DEHB İle Başa Çıkma Yolları

DEHB ile başa çıkma yolları şunları içerebilir:

  • İlaç Tedavisi: DEHB semptomlarını yönetmek için uygun ilaçlar reçete edilebilir. Bu ilaçlar, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik gibi belirtileri azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Psikoterapi: Kognitif davranışçı terapi (KDT) veya davranış terapisi gibi psikoterapi teknikleri, DEHB semptomlarını yönetmede etkili olabilir. Bu terapiler, bireyin dikkat becerilerini geliştirmeye, dürtü kontrolünü artırmaya ve işlevselliği artırmaya odaklanır.
  • Eğitim ve Danışmanlık: Eğitim programları ve danışmanlık hizmetleri, DEHB olan bireylerin günlük yaşamlarında başarıyı artırmak için pratik stratejiler sunabilir.
  • Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları edinmek, DEHB semptomlarını yönetmede yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve uyku düzeni, bireyin genel sağlığını ve refahını artırabilir.

DEHB’nin Eğitim ve Sosyal Hayata Etkileri

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocuklardan yetişkinlere kadar geniş bir yaş aralığında etkili olabilen bir nörogelişimsel bozukluktur. Bireylerin dikkatini sürdürme, impulsif davranışları kontrol etme ve hiperaktif davranışları yönetme konusunda zorluklar yaşamasına neden olabilir. Bu bozukluğun eğitim ve sosyal hayat üzerindeki etkileri kapsamlıdır ve bireylerin günlük yaşamında önemli değişiklikler ve zorluklar yaratabilir. İşte DEHB’nin eğitim ve sosyal hayata etkileri:

Eğitim Hayatına Etkileri

  1. Dikkat Sorunları ve Akademik Performans
    • Dikkat Dağınıklığı: DEHB’li bireyler, ders sırasında dikkatlerini sürdüremeyebilirler. Bu, öğrenme süreçlerini etkileyerek akademik performanslarını düşürebilir. Özellikle uzun süreli görevler ve detaylı görevler zorlu olabilir.
    • Unutkanlık ve Görev Tamamlama: DEHB’li öğrenciler, verilen görevleri ve ödevleri unutma eğilimindedirler. Bu durum, düzenli ve organize bir şekilde çalışmayı zorlaştırır ve akademik başarıyı olumsuz etkiler.
  2. Davranışsal Sorunlar ve Sınıf İçindeki İlişkiler
    • İmpulsif Davranışlar: DEHB’li öğrenciler, genellikle düşünmeden hareket etme eğilimindedirler. Bu, sınıf içindeki sosyal ilişkileri ve öğretmenle olan etkileşimleri zorlaştırabilir.
    • Sınıf Düzenine Uygunluk: Sınıf kurallarına uymada zorluk yaşanabilir ve bu durum öğretmenlerle ve diğer öğrencilerle olan ilişkilerde sorunlara yol açabilir. Bu, öğretmenlerin ve sınıf arkadaşlarının gözünde öğrencinin davranışsal sorunlar yaşamasına neden olabilir.
  3. Öğrenme Güçlükleri ve Eğitim Stratejileri
    • Öğrenme Güçlükleri: DEHB’li öğrenciler, özellikle organizasyon ve zaman yönetimi konularında zorluklar yaşayabilirler. Bu, bireylerin öğrenme süreçlerinde ek yardıma ihtiyaç duymalarına neden olabilir.
    • Eğitim Stratejileri ve Destek: DEHB’li öğrenciler için özel eğitim stratejileri ve destekler (örneğin, bireyselleştirilmiş eğitim planları ve ek destek hizmetleri) uygulanabilir. Bu stratejiler, öğrencinin güçlü yönlerini ve ihtiyaçlarını dikkate alarak akademik başarıyı artırmayı amaçlar.

Sosyal Hayata Etkileri

  1. Sosyal İlişkiler ve Arkadaşlıklar
    • İmpulsif Davranışlar ve Sosyal Çatışmalar: DEHB’li bireyler, impulsif davranışlar ve ani tepkiler nedeniyle sosyal ilişkilerde çatışmalar yaşayabilirler. Bu durum, arkadaşlıklar ve sosyal etkileşimlerde zorluklara yol açabilir.
    • Sosyal Beceri Gelişimi: DEHB’li bireyler, sosyal becerilerini geliştirmekte zorlanabilirler. Sosyal etkileşimlerde uyum sağlama, duygusal regülasyon ve uygun sosyal davranışlar sergileme konularında zorluklar yaşanabilir.
  2. Aile İlişkileri ve Ev Ortamı
    • Aile İlişkilerindeki Gerilim: DEHB, aile içindeki ilişkileri etkileyebilir. Ebeveynler, çocuğun davranışlarını yönetmekte zorluk çekebilir ve bu, aile içindeki gerilimi artırabilir.
    • Evde Yapılandırılmış Rutinler: DEHB’li bireyler için yapılandırılmış ve öngörülebilir bir ev ortamı sağlamak önemlidir. Bu, bireyin günlük yaşamını organize etmeye ve davranışsal zorluklarla başa çıkmaya yardımcı olabilir.
  3. Özsaygı ve Kişisel Gelişim
    • Özsaygı Sorunları: DEHB’li bireyler, akademik ve sosyal zorluklar nedeniyle düşük özsaygı yaşayabilirler. Sosyal başarısızlıklar ve sürekli eleştiriler, bireyin özsaygısını olumsuz etkileyebilir.
    • Kişisel Gelişim: DEHB’nin getirdiği zorluklarla başa çıkabilme yeteneği, bireyin kişisel gelişimini etkileyebilir. Ancak uygun destek ve stratejilerle birey, güçlü yönlerini geliştirebilir ve başarılarını artırabilir.
  4. Kariyer ve Profesyonel Hayat
    • İş Hayatında Zorluklar: DEHB’li bireyler, iş yerinde organizasyon ve zaman yönetimi konularında zorluklar yaşayabilirler. Bu durum, iş performansını ve kariyer gelişimini etkileyebilir.
    • İş Ortamında Destek: İş yerlerinde, DEHB’li bireyler için uygun destek ve düzenlemeler sağlamak, performansı artırabilir ve iş ortamında uyum sağlamalarına yardımcı olabilir.

DEHB ve Yetişkinlerde Özel Durumlar

DEHB, yetişkinlik döneminde de devam edebilir ve yaşamın farklı alanlarında özel zorluklara neden olabilir. Yetişkinlerde DEHB, iş performansı, ilişkiler ve kişisel gelişim gibi alanlarda zorluklar yaşanmasına yol açabilir. Yetişkinlerde DEHB’nin yönetilmesi, uygun tedavi ve destekle mümkündür.

DEHB, multidisipliner bir yaklaşımla yönetilmesi gereken bir durumdur. Uygun tedavi ve destekle, bireylerin yaşam kalitesini artırmak ve potansiyellerini maksimize etmek mümkündür.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR Şizoid Kişilik Bozukluğu

-ANKARA PSİKOLOG- -MOXO DİKKAT TESTİ- -ANKARA PSİKOLOG- -İLETİŞİM- -BDT EĞİTİMİ-