Travma sonrası stres bozukluğunun en temel ayrımı travmatik bir olayın yaşanmış olma gerekliliğidir. Travmatik olaylar çerçevesinde cinsel saldırı, ölüm tehdidi, savaş, doğal afetler vb. türde olaylar sayılabilir. Araştırmalara göre, bir tecavüz olayından sonra kadınların üçte biri TSSB tanı ölçütlerini karşılamaktadır (Breslau, Chilcoat, Keesler ve ark., 1999).

Travma sonrası stres bozukluğu için; korkutucu bir şekilde ölüm, ağır biçimde yaralanma ya da cinsel saldırıya uğramış olma: doğrudan bir olay yaşama, başkalarının yaşadığı olaya tanıklık etme, bir yakınının/ arkadaşının başına bu tür olay geldiğini öğrenme veya sosyal medya yolu hariç travmatik olayların rahatsız edici ayrıntılarıyla yineleyici bir biçimde ya da aşırı düzeyde karşı karşıya kalma ve daha birçok tanı ölçütü sayılabilmektedir.

Burada ki önemli nokta ise, bireyin hayatında yaşanılan travmada sadece kendisinin etkilenmesi değil ilişkide bulunduğu kişileri de etkilemesidir. Yaşanmış olan travmatik bir olay (savaş, göç, terör saldırısı, tecavüz, kaza vb.) bireyi veya bireyleri ruhsal ve fiziksel olarak etkilemektedir. Burada sadece travmatik olayı yaşayan kişiden bahsedemeyiz bu olaya şahit olan, yardım etmek isteyen, yardım eden kişilerde ele alınır. Aynı zamanda, örseleyici olayların sonrasında arama kurtarma ya da herhangi bir şekilde yardım çalışmalarında yer almanın, ölüme tanık olma ve yaralanma riski gibi nedenlerle, travma sonrası stres belirtileri açısından bir risk taşıdığını gösteren bilimsel çalışmalar bulunmaktadır (Galovski ve Lyons 2004, Ting ve ark. 2005, Alpar 2014).

Olay direk yaşanmasa bile şahit olan, dinleyen, gören, yardım eden kişilerin yaşamış olduğu travma ikincil travmatik stres (İTS) kavramı olarak karşımıza çıkmaktadır. Kısaca, İTS kavramını, değer verilen ya da sorumlu hissedilen bireyin travmatizasyonunun deneyimlenmesinden ortaya çıkan etkiler olarak tanımlamak mümkündür (Saakvitne 2002). İkincil travmatik stresin etkileri, TSBB etkileriyle oldukça benzerlik göstermektedir.

Buna göre, 2021 yılında sosyal medyanın gücünü de aklımıza getirirsek insanlık üzerindeki psikolojik etkisinden bahsetmek mümkündür Sosyal medyadaki yapılan travmatik düzeydeki paylaşımlar insanlar üzerinde etkileri olumlu veya olumsuz boyutlarda ele alabiliriz. Bu boyutta yapılan paylaşımın içeriği önem arz etmektedir. Yapılan ve hedeflenen paylaşımdaki öğreticilik, verimlilik, pozitiflik ve katkısını olumlu yönler olarak ele alabiliriz. Ancak sosyal medya maalesef ki her zaman olumlu paylaşımlardan yana değildir. Olumsuzluklar boyutunda en çok etkilenen kitle ise çocuklar olmaktadır. Şiddet olayları, doğal afetler, tecavüz olaylarına maruz kalınması kişide kişiliklerinde değişimlere ve çocuklarda ise şiddete yönelmelerine neden olmaktadır (Turam, 1996). Bu sadece fiziksel veya karakteristik değil, psikolojik olarak da etkileri varsayılmaktadır. İnsanlar arasındaki iletişim düzeyinden, stres, öfke, düşmanlık duygularının yaşanmasına kadar neden olmaktadır.

Yazar : Deniz Beren Kılıçlı

Similar Posts

Bir yanıt yazın